VİYANA, AVUSTURYA: SANATIN BAŞKENTİ
- Meltemliyollar
- 3 gün önce
- 12 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 gün önce

Avusturya’nın başkenti Viyana, yüzyıllardır “sanatın başkenti” olarak anılıyor. Habsburg İmparatorluğu’nun görkemli mirasıyla şekillenen şehir, Mozart’tan Beethoven’a, Klimt’ten Freud’a kadar sayısız sanatçıya, düşünür ve müzisyene ilham kaynağı olmuş. Sarayları, konser salonları, müzeleri ve mimarisi ile adeta bir açık hava müzesinde geziyormuşsunuz gibi hissettiriyor.
Nasıl ki, İstanbul'da Osmanlı Hanedanı'ndan, Floransa'da Medici Ailesi'nden bahsediyorsak, Viyana'da da sıklıkla karşımıza çıkacak aile, Habsburg Hanedanı. Yaklaşık 600 yıl boyunca Orta Avrupa'nın kaderini belirlemiş, Avusturya’dan İspanya’ya kadar uzanan topraklarda imparatorluklar kurmuş tarihin en etkili hanedanlarından biri. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun da kurucu hanedanı olup, 1918’de imparatorluğun çökmesiyle siyasi güçlerini kaybetmişler. Viyana'yı gezerken, Habsburg Hanedanı'nın ismini sık sık duyacağız.
Haydi gelin, bizim gözümüzden Viyana'yı anlatmaya başlayalım.
İyi okumalar,
Viyana'da nerede konaklamalı? Biz nerede kaldık?
Viyana'da şehir merkezinde konaklamak yani Innere Stadt bölgesinde elbette en iyi seçenek. Ancak, pahalı.
Baktığınız otelde dikkat etmenizin güzel olacağı şey, metroya (U-Bahn- U1, U2, U3, U4) ve tramvaya (S-Bahn) yakın olsun.
Biz konaklama için, Booking'ten bulduğumuz Leonardo Hotel Vienna Schönbrunn oteli tercih ettik. Geceliği 100 Euro'ya kaldık. Bize göre hala pahalı, ama Viyana şartlarında standartlarımızı karşılayan bulabildiğimiz en uygunlardan biriydi. Konum olarak, bence oldukça iyiydi. U4-U6 metro istasyonlarının hemen dibindeydi. Ulaşımımızı oldukça kolaylaştırdı. Bir daha gitsek, kalmak için tercih edeceğimiz bir yerdi. Sizde bir bakıp, değerlendirebilirsiniz.
Havalimanından şehir merkezine ulaşım
Biliyorsunuz ki, havalimanlarından şehir merkezlerine ulaşmak genelde en pahalı yoldur. Burada 2 temel yolumuz var:
1) En pahalı ama en hızlı yol: Hızlı tren CAT (City Airport Train). 16 dakikada şehir merkezindesiniz, lakin fiyatı tek yön 14.90 Euro; gidiş-dönüş 24.90 Euro (2025). Havalimanında ofisleri var. Tabelaları takip ederek, rahatlıkla bulabilirsiniz.
2) Express tren S7 hattı: Sizi 25 dk'da havalimanından şehir merkezine ulaştırır. Fiyatı 4.50 Euro (2025). Bunun biletini de hemen CAT ofisi ile yan yana olan OBB (Avusturya'daki trenleri işleten şirket) ofisinin önündeki bilet makinalarından ineceğiniz durağı seçerek alabilirsiniz. Bu noktada önemli bir bilgi: Aldığınız bilet sadece bu trende değil, 80 dakika içinde metroya aktarma yaptığınız orada da geçerli.
Viyana'da şehir içi ulaşımı nasıl sağlamalı?
Merkezde iseniz, yürüyerek. Ama bizim gibi merkez dışında kalıyorsanız, mecbursunuz tramvay veya metro kullanmaya.
O durumda da OBB biletleme makinalarından;
Tek kişilik bilet fiyatı: 2.40 Euro (Burası çokomelli: Valide ettikten sonra, 80 dakika geçerli, tüm ulaşım araçları arası aktarma yapabilirsiniz). Valide ettirmeyi unutmayın, polislere yakalanırsanız, canınız sıkılabilir. Validasyonu da tren için de değil, metro istasyonlarının içinde, genelde merdivenlerden inmeden önce. Gözden kaçırmaya çok müsait olduğu için bu detayı veriyorum.
24-saat geçerli bilet: €8.00.
48-saat geçerli bilet: €14.10
72-saat geçerli bilet: €17.
Daha fazla ve güncel bilgi için, tıklayalım.
Bonus bilgi: 1 numaralı tramvay şehir turu yapabilmenizi sağlar.
Viyana'yı gezmeye kaç gün ayırmalı?
Zamanınız kısaysa, merkezi yerleri 1 günde hızlı bir şekilde de turlayabilirsiniz. Ancak, çok eğreti oluyor (Denendi kardeşim, o da denendi). O yüzden en az 2, mümkünse 3 gün Viyana için uygundur diyebiliriz.
Viyana yakınlarında bir Outlet Köyü: Parndorf
Barselona yazımızı okuduysanız, orada size güzel bir Outletten bahsetmiştik. Şimdi, oradaki Outleti alıp, 5'le falan çarpıyoruz ve sizi devasa büyük bir alışveriş köyüne ışınlıyoruz. Parndorf, Viyana'ya trenle yaklaşık 40 dakika uzaklıkta bir alışveriş köyü. İnstagramın dehlizlerinde herkesin Designer Outlet Parndorf diye bahsettiği, bizimde giderken tek bir açık hava outletine gidiyoruz diye düşündüğümüz, gittiğimizde ufak çaplı bir şok yaşadığımız yer. En meşhuru ve instada en çok anlatılan yer Designer Outlet Parndorf olsa da, burada çok sayıda outlet merkezi var. Alan gerçekten çok büyük. Size aşağıda Designer Outlet dışında yer alan diğer büyük outlet noktaları ise Parndorf Fashion Outlet ve PADO Shopping Galerien. Gitmeden önce nokta atışı dükkanlar belirleyip, oralara gitmek daha mantıklı. Tüm dükkanları bir günde gezmenin imkanı yok.
Ulaşım: İki yolunuz var.
Genelde neredeyse istisnasız tüm hesaplar, size Opera binasının karşısından kalkan Designer Outlet Parndorf otobüsüne yönlendirir. Evet, bu bir yol. Kişi başı 25 Euro'ya (2025) gidip gelebilirsiniz. Saatleri ve güncel fiyatına şuradan bakabilirsiniz.
Gel gelelim, meltemliyollar'ın bütçe dostu gezi vaatlerini karşılayan diğer yola.
Wien Hauptbahnhof'a yani ana tren istasyonuna gidiyorsunuz. Burada OBB'den Parndorf Ort Bahnhof durağına Einfach-Raus Ticket alıyorsunuz. Bir tükenmez kalem ile üstüne isminizi yazıyorsunuz. Bu bilet türü grup bileti, 1-5 kişi arasında kullanabilirsiniz. Gruptaki insan sayısı arttıkça bilet fiyatı da artar. 2 kişi için ücreti 2025 yılında 37,5 Euro. Günlük bilet olduğu için, o gün içinde istediğiniz gibi (ÖBB'nin bölgesel trenleri (R, REX, S-Bahn) ve trenlerin bir kısmı) kullanabilirsiniz (Örneğin, ana istasyona döndüğünüz, aynı biletle metroya binip, otelinize gidebilirsiniz). Parndorf Orf durağında indiğinizde, ücretsiz shuttlelar var. Sizi bu köydeki istediğiniz alışveriş merkezine götürüyor. Bir çok kişi tabiki Designer Outlette iniyor. Aynı biletle dönebiliyorsunuz. Böylece 2 kişi 50 Euro yerine, 37,5 Euro'ya ulaşım işini çözebilirsiniz. Rica ederim.
Not: Alışverişlerinizi yaparken, tax free formunu istemeyi de unutmayın. Bonus bilgi, Designer Outletin içinde ''Change Office'' yazan, ilk etapta döviz bürosu zannetmenize sebep olan, ama aslında vergi iadenizi aynı gün içinde alabilmenizi sağlayan, Global blue ofisi var. Tax free formlarınızı oraya götürüyosunuz, aynı gün içinde kartınıza iade olarak alıyosunuz. Konum olarak, Adidasın karşısında. (YAV BU MELTEMLİYOLLAR SİZE DAHA NAPSIN. BUNLAR NE KADİM BİLGİLER sksjsjsj)
Designer Outlet içinde yemek yeme yerleri de var. Dönercisini özellikle tavsiye ederim.
Viyana'da neyi nerede yiyelim?

Schnitzel: Voovv, şaşırdınız değil mi? Yenebilecek en ünlü yer Figlmüller. 1905'den beri hizmette olan bu restoran, Taste Atlas'ın her sene güncellediği, Dünyanın En Efsanevi 100 restoranı içerisinde 1. sırada yer alıyor. Schnitzelini bu kadar özel yapan şey, yaklaşık 30 cm boyutunca dev gibi bir schnitzel olması. Aslında schnitzelin orijinali domuzadan yapıldığı için bu kadar büyük. Eğer burada klasik schnitzelini yemek isterseniz, domuzdan geleceğini bilmeniz gerekiyor. Tavuk seçeneği de elbette var. Onu özellikle belirtmelisiniz.
İki şubesi var: Figlmüller Wollzeile (orijinal olan) ve Figlmüller Bäckerstraße. Orijinal yeri biraz küçük. Bäckerstraße şubesi ise, daha geniş. Birbirlerine yakınlar zaten. Biz Wollzeile'ye gittik.
Rezervasyonsuz giderseniz, kapıda uzuun bir kuyrukla karşılaşacağınızı bilmelisiniz. O yüzden gitmeden önce muhakkak rezervasyon yaptırın. Linkini şöyle bırakıyorum.
Biz tavuk schnitzel ve ortaya da semizotlu patates salatası vari bir şey söyledik. Bana sorarsanız, tavuk schnitzeli güzeldi ama öyle aman aman güzel miydi? Bence değildi. Güzel ama hayatımda bundan daha iyisini yemedim tadında değildi. Fiyat olarak da pahalı (20.9 Euro Schnitzel, 6.9 Euro Salata). Bence bütçeniz yoksa, gitmezseniz, pek bir şey kaybetmezsiniz. Daha önceki gelişimizde başka yerde yemiştik, o da gayet güzeldi.
Sachertorte: Viyana'da yenilecek en meşhur yemeklerin başında nasıl ki Schnitzel geliyorsa, en meşhur tatlıların başında da Sachertorte geliyor. Kendisine, dünyanın en meşhur çikolatalı pastası da denebilir. Kendisi aynı zamanda hem Viyana'nın tatlı tarihine hem de 20. yy'daki en ünlü pastane kavgalarından birinin başrolünde. Yiyebileceğiniz iki ünlü yer var. Biri Café Sacher, diğeri Demel (1786'da açılmış, kraliyet ailesinin pastacısı). 'Orjinal' tarif iddasıyla ikisinin uzun yıllar süren savaşını Café Sacher kazanmış.

Viyana’dayken ikisini de tadıp, kararınızı kendiniz verebilirsiniz :)
Biz tüm tatlılar için, 'safe' ama bir kadar da turistik bir nokta olan Demel'e gittik. Konum olarak Hofburg Sarayı'nın karşısında olması da kolayımıza da geldi. Ben şahsen sachertorteden ziyade apfelstrudeli çok daha fazla sevdim. Sacher Torte 8.50 Euro, to be honest, gereksiz pahalı (2025).

Apfelstrudel: Viyana'nın birinci en klasik tatlısı Sachertorte ise, ikincisi de apfelstrudel. İnce hamurun içine elma, tarçın ve kuru üzüm konularak sarılan ve pudra şekeriyle servis edilen geleneksel bir tatlı. Yiyebileceğiniz klasik yerler ise: Demel ve Cafe Museum. Ama herhangi bir pastaneden de pek tabi yiyebilirsiniz. Biz Demel'de 9.50 Euro'ya yedik.
Not: Iglorios bastards filminde Nazi albayının, yahudi olduğunu saklamaya çalışan bir kadına kurduğu psikolojik baskıyı gösteren sahnede yedikleri tatlı işte bu Strudel'di. 2. dünya savaşı zamanı domuz yağından yapılırmış (Yahudilerin süt ürünleriyle et ürünlerini bir arada yememeleri inancından geliyor).

Kaiserschmarrn: Avusturya'nın meşhur tatlısı olarak geçse de, aslında kabarık pankek arkadaşlar. Yemin ederim daha fazlası değil. Yanında marmelat ile servis ediliyor. Biz bunu da Demel'de take away olarak 7.90 Euro'ya aldık. (Küçük boyu, 150 gram). Fazlasıyla yetiyor, merak etmeyin.
Melange: Uzatmayalım, ufak tefek farklılıklarla, Viyanalılar latteye Melange diyor. Demel'de içtik, fiyatı 6.90 Euro (Buraların bütçe dostu gezi vaadimizle pek alakaları yok, gitmeden maaşlarımız yatmıştı, zengin gibi harcadık sjsjsjs).
Buraya kadar yenilecek şeylerden bahsettik. Sıra Viyana'nın en eski pazar yeri olan Naschmarkt'te.
Naschmarkt Viyana, artık yazılarımı okuyanların da anlayabileceği üzere benim yemekten, oturmaktan en keyif aldığım yerler, şehirlerin açık- kapalı yemek pazarları. O ihtiyacı Viyana'da karşılayan yer de Naschmarkt. Konum olarak Karlskirsche'ye yakın. Gün ortasında veya akşam üstü yemek için oturabileceğiniz, çeşit çeşit restaronların, manavların, baharatçıların olduğu bir yer.
Biz araştırmadan, gözümüze kestirdiğimiz, kalabalık bir mekana oturduk, ismi Deli am Naschmarkt.
Burada ben falafel menü, Furkan köfte menü yedik. Güzeldi ve porsiyonlar fazla büyüktü.
Buraya kadar okuduysanız, turist aktivite yemeklerinin pahalı olduğuna şahit oldunuz. Blogumuzun amacı neydi, ''Bütçe dostu gezi rehberi''. O zaman varsa cebinizde paranız, yukardakileri zaten yapıyorsunuz. Öğrenciyseniz, az bütçeyle gezen insanlarsanız, o zaman istikamet Schwedenplatz. Viyana'da gece geç saatlere açık, ucuz yemek alternatifleri bulabileceğiniz bir bölge.
Meşhur kafeler
Demel
Café Sacher
Cafe Hawelka
Cafe Aida
Viyana Gezilecek Yerler - Viyana Gezi Rehberi
1.Gün
Aziz Stephan Katedrali (Stephansdom)
Gezimize Viyana'nın en bilindik meydanı ve katedralinden başlıyoruz. Renkli çatı mozaikleri, Güney Kulesi (Südturm) ve devasa çanı ("Pummerin") ile şehrin en ikonik yapılarından biri. Temelleri 1147 yılında atılmış, Gotik yapısı 14. yüzyılın ortasında yükselmeye başlamış ve inşaatın tamamlanması ise 1511 yılına kadar sürmüş.
Ana bölümü ücretsiz gezilebiliyor, ancak kuleler ve müze gibi özel alanlara giriş için yaklaşık 20 Euro’luk bir bilet almak gerekiyor.
Viyana’yı yukarıdan izlemek isteyenler için Güney kulesine 343 basamakla çıkılabiliyor.
Ayrıca Graben Caddesi, Peterskirche ve Hofburg Sarayı gibi diğer önemli noktalar da sadece yürüme mesafesinde.
Yakınlarında meşhur Demel Pastanesi, Cafe Aida ve Manner Shop bulunuyor.
Ayrıca kilisenin yanında, açık yemek pazarı gibi alan var. Bir şeyler yiyip içmek için burada oturabilirsiniz. Oldukça keyifli.
Ulaşım: Metro: U1 ve U3 hattı → Stephansplatz durağı (tam önünde inersiniz).
Graben Caddesi ve Veba Anıtı (Grabenstrasse & Pestsäule)
Her Avrupa şehrinde çok sevdiğimiz o lüks alışveriş caddesi var ya, heh işte Viyana'da orası Graben Caddesi. Tarihi yapıları, mağazaları ve sokak sanatçılarıyla günün her saati yaşayan bir cadde. Caddenin tam ortasında yükselen anıt ise Pestsäule yani Veba Anıtı. 1679’daki büyük veba salgını sonrası Habsburg İmparatoru I. Leopold’un Tanrı’ya şükran amacıyla yaptırmış. Tepesinde Aziz Üçlü (Trinity) yer alırken; altta melekler ve veba ile sembolik mücadele sahneleri olan figürleri görebilirsiniz.
Graben caddesi ve Veba anıtının önünde fotoğraf çekilmek için doğru zaman akşama doğru (Öğleden önce Anıt, ters ışıkta kalıyor).
Kahve tüketiyorsanız, Julius Meinl markasını bilirsiniz. Kendisi Avusturya markası. Graben üstünde Julius Meinl'in lüks gurme marketi de bulunuyor. Bir şeyler almasanız bile girip gezebilirsiniz. Hem çok turistik hem de envai çeşit ürün portfoyü var.
St. Peter Kilisesi (Peterskirche)
1700’lü yıllarda inşa edilen bu gösterişli kilise, Veba salgını sonrası Habsburg İmparatoru tarafından bir şükran yapısı olarak yaptırılmış. Konum olarak, Stephansdom'dan çıkıp Graben'de yürürken sağda bir sokakta kalıyor. Girmeyip düz giderseniz yolunuz Julius Meinl'e, oradan da sola döndüğünüzde Hofburg Sarayı.
Giriş ücretsiz ve genellikle her gün içerisinde ücretsiz konserler düzenleniyor. İçine girin bence.
Hofburg Sarayı ve Sisi Müzesi
Konum olarak, Peterskirche'den hemen 3-4 dk ötede. 13. yüzyıldan 1918’e kadar, 600 yılı aşkın süre boyunca Habsburg Hanedanı’nın ana sarayı ve imparatorluk merkeziymiş. Günümüzde, Avusturya Cumhurbaşkanı'nın ofisi olarak kullanılmasının yanı sıra, içerisinde müzeler, kütüphaneler, tören salonları gibi amaçlarla da kullanılıyor.
Saray avlularında dolaşmak ücretsiz. İç mekanları görmek istiyorsanız bilet almanız gerekiyor.
İçerideki müzelere girecekseniz yine 1–2 saat ayırmak gerekir.
Biz bir önceki geldiğimizde Sisi Müzesi'ne girmemiştik ve aklımızda kalmıştık. O yüzden bu sefer Sisi Müzesi'ni ziyaret ettik. En popüler ve ilgi çekici müzesi burasıydı.
Sisi kimdir derseniz, kısacası bizdeki Hürrem Sultan gibi Habsburg Hanedanı tarihinde yer etmiş bir kraliçe. Zayıflığına, uzun saçlarına ve güzelliğine takıntılıymış. Güzelliğinin yanı sıra melankolik kişiliği ile de nam salmış. Müzede, kraliçenin dramaları (sarayın duvarları üstüne üstüne geliyormuş, Allahım nasip et), elbiseleri (burda sıklıkla belinin inceliğine vurgu yapılıyor), takısı, tokası, tarağı, odası falan sergileniyor. Güzel mi güzel. Ama çok gerekli mi? Bence değil.
Kapıda bilet alabilirsiniz. Ücreti: 20 Euro. Diğer saraylarla vs kombinesi var ama totalde 50-60 Eurolara geliyor diye biz almadık. İncelemek isterseniz, linki şurada.
Volksgarden (Halk bahçesi) ve Burggarden (Saray bahçesi)
Hofburg Sarayı'ndan çıkıp hemen arka tarafa geçtiğinizde sağlı sollu iki kocaman bahçe göreceksiniz. Soldaki bahçe Burggarden, sağdaki giriş kapısı olan ve büyük yeşil devasa bahçe ise Volksgarden. Volksgarden gerçekten enfes. Gül bahçeleri, dinlenme alanları ile Viyana'daki yorgunluğunuzu atacağınız şahane yerlerden.
Albertina Müzesi
Konum olarak Hofburg Sarayı'na yakın. 1805 yılında kurulmuş olan müze, Avrupa’nın en büyük ve en değerli grafik koleksiyonlarından birine sahip. Albrecht Dürer'in Genç Tavşan çizimi de Albertina Müzesi'nde saklanıyor ancak nadiren sergileniyormuş. Bu yüzden civardaki hediyeliklerde bu tavşanının çizimleriyle sıklıkla karşılaşıyorsunuz. Albrecht Dürer'in çizimlerinin yanı sıra, Monet, Picasso, Matisse'nin eserlerine de ev sahipliği yapıyor. Yarım gün ayırmak gerek ama hızlıca gezmek istersen 1 saat yeterli.
Girişi 18.90 Euro.
Opera Binası (Wiener Staatsoper)
Wiener Staatsoper, yani Viyana Devlet Operası, konum olarak Albertina Müzesi'nin hemen karşısında. 1869 yılında Mozart’ın Don Giovanni operasıyla açılmış ve Avrupa'nın en saygın opera evlerinden biri sayılıyormuş. Gösteriler genelde 19:00'dan sonra başlıyor.
Mozart'ın memleketi olması sebebiyle, Viyana'da Opera'ya gitmek bir klasiktir. Viyana planı yaptığımızda ''YAV BİR DAHA MI GELECEĞİZ VİYANA'YA'' diyerek hemen Viyana Devlet Operası'ndan bilet baktık. Seyahatimize yaklaşık 2 ay olmasına rağmen, hepsinin değil ama Carmen operasının biletleri tükenmişti. Diğerlerinde de çok uçuk fiyatlı biletler kalmıştı. Bize bu seferlik kısmet olmadı ama araştırırken bulduğumuz şeyleri sizinle de paylaşalım. Şöyle ki, Wiener Staatsoper'da bir etkinliğe katılmak istediğinizde biletler, max 255 Euro'dan min 18 Euro'ya kadar çok geniş bir skalada ücretlendiriliyor. Ayakta izlemek isterseniz bir kaç Euro'ya da biletler var, ancak erken gitmek ve gişeden almak için uzun bir sıra beklemeniz gerekebiliyor. Bazı koltukların sahneyi kısmi gördüğü, bazılarınınsa hiç görmediğini bilmenizde fayda var. Bu sebeple, koltuk seçerken bu faktörlere dikkat edin. Koltuk seçiminde chatgpt'den destek alabilirsiniz.
Karl Kilisesi (Karlkirche)
Opera'dan yürüyerek 10 dk. 1716 – 1737 yılları arasında Viyana’da yaşanan büyük veba salgını sonrası, İmparator VI. Karl tarafından Tanrı’ya şükran nişanesi olarak yaptırılmış. İki yanında yükselen sütunlar Roma’daki Trajan Sütunu'ndan ilham almış.
Üstünde, Latince ''Vota mea reddam in conspectu timentium deum'' yazıyor. Türkçesi ''Tanrı’dan korkanların huzurunda adaklarımı yerine getireceğim'' demek. Eski Ahit'ten bir alıntıymış. Veba salgını sonrasında imparatorun adak olarak inşa ettirdiği bir kilise olduğu için bu ayet seçilmiş. İmparator bu ifadeyle, Tanrı’ya söz verdiği adağını halkın huzurunda yerine getirdiğini ilan etmiş.
Asansörle kubbesine çıkılabiliyor. Kiliseye giriş ücretli diye okumuştum ama biz gittiğimizde ücretsizdi, direkt girebildik. İçi oldukça görkemli.
Buraya kadar ilk günü tamamladık. Şimdi yakınlarda bulunan Naschmarkt'e gidip, gözünüze kestirdiğiniz bir mekanda akşam yemeğinizi yiyebilirsiniz :)
2.Gün
Belvedere Sarayı
Bu görkemli saray, Avusturya'nın ünlü mareşallerinden Prens Eugen von Savoyen (1663–1736) için yaptırılmıştır. Prens Eugen, Habsburg ordusunda büyük zaferler kazanmış, Osmanlı’ya karşı savaşlarda önemli rol oynamış bir komutanmış. Bu başarılarının ardından da büyük servet ve saygınlık kazanmış.
Günümüzde Gustav Klimt’in başyapıtı “The Kiss” başta olmak üzere yüzlerce önemli eserin sergilendiği bir sanat müzesine ev sahipliği yapıyor. Bu sebeptendir ki ''The Kiss'' eserini Viyana'da envai çeşit obje ve hediyelik eşya üstünde görebilirsiniz.
Üç ana bölümden oluşuyor:
Upper Belvedere (Oberes Belvedere)-Ana saray binası, Barok mimarinin görkemli örneği Klimt’in “The Kiss” tablosu burada sergileniyor.
Lower Belvedere (Unteres Belvedere)- Prens Eugene’in ikametgâhı, daha küçük, sade yapılı ama geçici sergilere ev sahipliği yapıyor.
Belvedere 21: Çağdaş sanat galerisi (kompleksin dışında, birkaç dakikalık yürüme mesafesinde)
Her bir bölüme giriş ücreti ayrı ve kombine şeklinde. Gideceğiniz döneme göre, en güncel fiyatlara şu linkten erişebilirsiniz.
Ana bölümlerin dışında, bahçesini gezerken Viyana Üniversitesi'ne ait geniş bir Botanik bahçesi keşfettik. Girişi ücretsiz. Gezmesi müthiş keyifli, kesinlikle tavsiye.
Sarayın bahçesini gezmek ücretsiz. İçeri girmeyi istersen en az 1–1.5 saat. Dışarıda fotoğraf çekimi için özellikle sabah ışığı çok ideal. Bu yüzden biz 2.günün sabahına bıraktık.
Hunderwassehaus
1983–1985 yılları arasında sanatçı Friedensreich Hundertwasser (sanatçı-mimar) tarafından yapılmış. Bu asimetrik, renki ve düz çizgileren kaçınan ilginç tasarımı sadece dışarıdan görebilirsiniz, çünkü binada günümüzde hala insanlar yaşıyor. Dış cepheyi fotoğraflamak için en iyi saat sabah 09:00–11:00 arası.
5 dakika yürüme mesafesinde Hundertwasser Museum yer alıyor. Sanatçının eserleri, çevrecilik felsefesi ve mimari görüşü burada sergilenir. Giriş: €12.
Anker Saati (Ankeruhr)
1911-14 yılları arasında yapılmış, Viyana’nın en ilginç saatlerinden biri; hem bir sanat eseri hem de mekanik bir gösteri. İki bina arasında köprü gibi kurulmuş bu tarihi saat, 1914'den bu yana her gün saat başlarında bir tarihi figürü hareket ettirerek zamanı gösteriyor. Saat tam 12:00’de, 12 farklı tarihi figür, zamanın geçiciliğini vurgularcasına sırayla müzik eşliğinde geçiş yapıyor. Gösteri 10 dakika civarı sürüyor. O yüzden gezi planınızı yaparken saat tam 12:00'da burada olacak şekilde yapın.
Yahudi Mahallesi (Judenplatz), Holokost Anıtı ve Judenplatz Müzesi
Orta Çağ boyunca şehrin Yahudi cemaatine ev sahipliği yapan bu bölge. Meydanın ortasındaki Holokost Anıtı, Nazi döneminde Avusturya’da hayatını kaybeden 65.000 Yahudi’nin anısına yapılmış. Kitap sırtlarını içe dönük şekilde gösteren bu beton anıt, susturulmuş hayatları sembolize ediyormuş.

Dilerseniz meydandaki Judenplatz Müzesine uğrayabilir, Orta Çağ Viyana’sındaki Yahudi yaşamına ve 1421’deki büyük pogrom sırasında yaşanan trajediye dair daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Anker Saati’nden 4–5 dk yürüyüş. Müzeye girmeyecekseniz 10–15 dk ayırmak yeterli.
Stadtpark
Viyana’nın kalbinde yer alan bu geniş yeşil alan, şehrin en keyifli dinlenme noktalarından biri. Çiçeklerle bezeli yürüyüş yolları, küçük göletleri ve heykelleriyle park; ister kısa bir yürüyüş yapmak, ister vakit geçirmek ya da sadece soluklanmak için çok güzel bir durak. Yakınlarında Spar'ın Gurme marketi var. Biz bir akşam yemeğimizi, Spar'dan hazır yemeklerden alıp, burada gölün kenarında yedik. Oldukça keyifliydi.
Müzeler Bölgesi (MuseumsQuartier, MQ)
Viyana’nın en modern ve hareketli kültür merkezlerinden biri olan bu dev kompleks, aslında eski imparatorluk ahırlarının dönüştürülmesiyle ortaya çıkmış. Bugün Leopold Müzesi’nde Klimt’in eserlerini görebilir, MUMOK’ta güncel ve deneysel sanatla tanışabilir, Kunsthalle Wien’de ise farklı sergileri keşfedebilirsiniz. Müzeleri gezmeye zamanınız olmasa bile, geniş avlularında oturup bir kahve eşliğinde kısa bir mola vermek veya ortadaki kamuya açık alanlarda yatıp dinlenmek bence güzel bir aktivite.
Başlıca müzeler:
Leopold
Mumok (Museum of Modern Art)
Q21
Tanzquartier
ZOOM Kindermuseum
Kunsthalle Wien
Naturhistorisches Museum
Kunsthistorische Museum
Schönbrunn Sarayı
Habsburg Hanedanı’nın yazlık sarayı olup, 1996'dan beri UNESCO Dünya Mirası listesi'nde. Avusturya İmparatorluğu’nun en görkemli yapılarından biri olan Schönbrunn Sarayı’nın ilk temelleri 1696 yılında atılmış, asıl Barok ve Rokoko saray kompleksi ise 1740–1749 yılları arasında tamamlanmış. Bahçesini gezmek ücretsiz. Sarayın içini gezmek ise, kapsadığı bölümlere göre fiyat değişkenliği gösteriyor. En güncel fiyat bilgisini ise şu linkte bulabilirsiniz.
Girişin yakınında bulunan Cafe Residenz, elmalı strudel atölyesiyle meşhur, yemek isterseniz bilginiz olsun.
Ulaşım:
Metro: U4 hattı → Schönbrunn durağı (5 dk yürüme mesafesi)
Tramvay: 10 veya 60 numaralı hatlar → Schönbrunn durağı
Prater
Viyana’nın en klasik eğlence duraklarından biri olan Prater, hem doğayla iç içe geniş bir park hem de rengârenk bir lunapark alanına ev sahipliği yapıyor. İkonik dev Dönme Dolap, 1897’den beri ziyaretçilerini ağırlıyormuş. Lunaparkı gezmek ücretsiz; yalnızca binmek istediğiniz oyuncaklar için ücret ödemeniz yeterli. Ayrıca uzun yürüyüş yolları, bisiklet parkurları ve keyifli bira bahçeleriyle Prater, günübirlik dinlenmek ve eğlenmek için Viyana’nın en ideal noktalarından biri.
Son sözler,
Viyana oldukça pahalı bir şehir. Konaklamasından tutun da, yediğiniz yemeğe kadar. Viyana'ya gelirken o yüzden bütçenizi biraz yukarıda tutmakta fayda var.
Su için ekstra ücret ödemenize gerek yok. Şehir suları içilebilir.
Hediyelik ünlü Mozart çikolatalarından almak isterseniz, turistik yerden değil, daha uyguna Billa veya Spar zincir maketlerinden alabilirsiniz.
Ayrıca ünlü gofret markaları Manner. Hemen her yerde bulabilirsiniz. Eskiden bizde 9 Kat Tat gofretler vardı. Lezzeti ona benziyor. En uygunu elbette zincir marketlerde.
Vienna Pass ve Vienna City Card şehir genelinde hem müzelerde hem ulaşımda indirimler sağlayan iki kart türü. Gitmeden bakmak isterseniz bilginiz olsun.
Stephanplatz’da ya da Michaelerplatz’da ücreti mukabilinde faytona binebilme opsiyonu var. Siz binmeyin, hayvan sömürüsüne ortak olmayın.
Viyana güzel bir Avrupa şehri. Şimdiden keyifli bir seyahat dilerim.
Sevgiler,
Meltem
Yorumlar